Pages

Ads 468x60px

25 Aralık 2008

Flight of the Living Dead

İflah olmaz bir zombi filmleri hayranı olarak bu filmin afişini ilk gördüğümde "yine ucuz bir film herhalde" dedim. Yine de zombi filmi olsun, çamurdan olsun diyerek oturup başına izledim. Şimdi ilk yorumumdan dolayı çok pişmanım. Film ekibindeki büyüklerimin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öper, hepsini muhabbetle kucaklarım.

Zombil filmi seviyorsanız kesinlikle kaçırmamanız gereken bir yapımmış meğerse. Şu aralar yaşayan ölülerle ilgili filmler tekrar moda oldu, ben de elbette bunun keyfini çıkarıyorum. Ama bolca vizyona giren filmlerin hepsi kalitede olmuyor haliyle. Flight of the Living Dead kadar keyif veren bir filmi ise uzun zamandır izlememiştim.

Birşey anlatmıyorum filmle ilgili, direk oturup başına izleyin. Aralara serpiştirilmiş esprilere de özellikle dikkat etmenizi tavsiye ederim.

12 Aralık 2008

Youtube'a nasıl girilir?

Başbakan youtube için "Ben giriyorum, siz de girin" dedikten sonra elbette sözünü dinlememek olmaz. Koskoca Başbakan sonuçta! Şu aşağıdaki basit işlemi yaparsanız siz de söz dinleyip youtube'a girenler kervanına katılabilirsiniz.

Önce şu folder'a gidin:
C:\WINDOWS\system32\drivers\etc
Orada "hosts" adında bir dosya göreceksiniz. Open diyip notepad ile açın. Son satırın altına şu satırı ekleyin:
208.117.236.69 youtube.com www.youtube.com
Save edin ve kapatın. Hepsi bu kadar. Sonra da keyfinize bakın, arada sırada sansürcü zihniyete saydırmayı unutmayın ama.

Ha aklıma gelmişken, internet'te bazı dosyalar dolanıyor "bunu indirin, çalıştırın, heryere girersiniz" şeklinde iddiaları var. Aman diyim uzak durun onlardan. Ne idüğü belirsiz exe'leri bilgisayarınızda çalıştırırsanız daha sonra başınız çok ağrıyabilir.

21 Kasım 2008

2008 Grand Slam of Darts

Ne turnuva oluyor ama! Hadi başından beri canlı izlediğim ilk turnuva olduğu için çok heyecanlıyım diyelim ama habire dart tarihine geçecek olaylar görüyoruz. Hem de canlı canlı!

Anastasia Dobromyslova'nın Wayne Mardle'ı elinden kaçırması mesela tarihi bir olaydı. O son leg'i alsaydı tarihe geçiyordu, ilk defa bir bayan böyle büyük bir turnuvada bir erkeği yenmiş olacaktı. Tabi o durumda Mardle da feci madara olurdu, ayrı konu. Herkes dalga geçerdi kesin.

Son zamanlarda formunun zirvesinde olan geçen senenin Grand Slam şampiyonu ve 13 kez dünya şampiyonu Phil Taylor da grup maçında Andy Jenkins'e yenildi. Spiker'lerin yorumu çok güzeldi ama "Hmmm, demek Phil Taylor da yenilebiliyormuş, onu gördük" dediler.

Sonra, ilk defa 9 dart shoot-out izledik. Grup B'de Andy Hamilton ve Alan Tabern'ın puan ve averajları aynı olunca (aralarında yaptıkları maça bakılmadan), maç yapmadan 9 ok attılar sadece. Toplamda en yüksek sayıyı atan Hamilton son 16'ya kaldı.

Turnuvanın bence en heyecanlı anı, dün gece canlı izlediğim James Wade'in 9 dart yaptığı leg'di. Öyle bir heyecanlanıp bağırdım ki, kesin komşuları rahatsız ettim gecenin bir vakti. (James Wade benden daha çok bağırdı ama, ilk defa canlı yayında 9 dart yaptığı için herhalde diye tahmin ediyorum.) Sonra hemen telefona sarılıp arkadaşları aradım, 9 dart geyiği yaptık biraz da anca rahatladım. Sonra Gary Anderson o maçı aldı, böylece James Wade 9 dart yapıp maçı kaybedince bir kez daha tarihe geçti.

Bu turnuvanın 2 kötü tarafı var ama. İlki turnuva yüzünden bu hafta feci uykusuz kaldım. Haftasonu gelse de bir uyusam diye nasıl bekliyorum anlatamam. İkincisi, Premier League Darts'ı Sky Sports veriyor, bu turnuyavı ise ITV4. Sky Sports'da eski dünya şampiyonlarından Keith Deller rejide. Bu abi sayıyı çok iyi bildiğinden ve oyuncuları da gayet iyi tanıdığından kameralar hiçbir oku kaçırmıyor nerdeyse. Haliyle kaliteli görüntülere alışmışız orada. ITV4'de ise bu işi kim yapıyor bilmiyorum ama kesinlikle beceremiyor. "Lan adam nereye attı, kaç geldi, aha ok nerde kamera nereyi gösteriyo! Attı mı double'ı?!?" diye biraz sinir stres oluyoruz maalesef.

Ama olsun, canlı turnuva izliyoruz ya buna da şükür.
Bu akşam çeyrek finaller, yarın yarı finaller ve Pazar da final maçı var.

Game on!

29 Ekim 2008

Fallout 3

Fallout 3 bugün çıktı. Heyecandan elim ayağım titriyor.
Yıllardır bu anı bekliyordum.
Allahım aklıma mukayyet ol, sevinçten deliricem!
Canım halay çekmek istiyor.
Heleloooooyyyy!

Ara Bölge

İnsan bir blog sitesine aşık olur mu? Valla ben oldum! Kardeşim bulmuş bu siteyi, bana gönderdi, 2 gündür eski yazıları okuyup duruyorum. Bu kadar kafama yatkın, zevklerime hitap eden başka bir site görmedim. Eğer bu blogu yazan kişi hatunsa, hemen evlenmek istiyorum!

www.arabolge.org

Girin, okuyun, okutun.
Yaşasın zombiler ve post-apokaliptik dünya!

10 Ekim 2008

Haber havadis

Oradan buradan okuduğum ilginç haberleri paylaştığım siteyi gurur, huzur, utanç, mide kazıntısı, ense ürpermesi ve daha bilumum garip duygular eşliğinde duyuruyorum.

22 Eylül 2008

Peter Molyneux

Bu adamdan nefret ediyorum. Bir şekilde sinir oluyorum işte, tipine, konuşmasına, tavırlarına falan. Nihayet elime nefretimi körükleyecek somut birşey geçti, hemen yazayım dedim.

Şimdi bu kıl herif Fable 2 projesinin başında ya hani, Fable 2 çıkmadan önce XBLA'e bir oyun çıkardılar "Fable 2 Pub Games" diye. Amaç; Fable hastası oyuncular bu arcade oyununu oynasın, biz para kazanalım güzelce. İnsanlar da o oyunda kazandıkları sanal paracıkları Fable 2'de harcasınlar. Al gülüm, ver gülüm yani. İyi, amenna.

Ama gel gör ki, bu oyunda bir exploit bulundu, hile yapıp paracıkları kolayca kazanmanın bir yolu. Bu ortaya çıkınca bu kıl Peter çıkıp o iğrenç gülümsemesi ile "Canım biz onu bilerek yaptık, ahahha. Hile yapanları Fable 2'de bir süpriz bekliyor" dedi. "Hmmm" dedim temkinli ve netekim haklı çıktım. Dün exploit'i ortadan kaldıran bir patch çıkmış. Ulan hani bilerek yapmıştınız, madem öyle şimdi neden patch çıkarıcaz diye kastınız?! Ha? Haaaa!??

Yalancı Peter.
Pis herif!

16 Eylül 2008

Manifesto

Alanya Manifestosu
22 Ağustos 2008
Yazanlar: Cem Bey & Muzo Bey
Teşekkür: Erdem Bey

Hatun kişi mutlaka;
1) Eli yüzü düzgün olacak.
2) Eğitimli olacak.
3) Zeki olacak.
4) Ruhi dengesi yerinde olacak.
5) Sosyo ekonomik açıdan eşit olacak.
6) Her ortamda nasıl oturup kalkacağını bilecek ve uyum sağlayacak.
7) Dişilik ve annelik duygularını bünyesinde barındıracak.

Tercihen
1) Ecnebi diyarlarında bulunmuş olacak.
2) Çok iyi seviyede İngilizce bilecek.
3) Gerektiğinde kendi ayakları üzerinde durabilecek.

İşbu manifesto, ten uyumu yoksa geçersizdir.

Not: Arkadaş seçerken dikkat edilmesi gereken dürüstlük, samimiyet, yalancılık, içten pazarlılık, karaktersizlik vb. gibi durumlar manifestoya dahil edilmeye gerek görülmemiştir.

24 Temmuz 2008

Motosiklet 101

Aslında uzun zamandır motosiklet üzerine yazmak istiyordum. Ancak o kadar geniş bir konu ki, hangi ucundan tutup başlayacağıma bir türlü karar verememiştim. Sonunda ilk olarak beni en çok rahatsız eden konuyu yazmaya karar verdim.

Türkiye İstatistik Kurumu’nun Mayıs 2008 verilerine göre, ülkemizde motosiklet/araba oranı en düşük şehir ne yazık ki Ankara. Şehrimde 838 450 arabaya karşın 29 734 adet motosiklet var (oran %3.5). Hal böyle olunca, ülkemizde zaten neredeyse yok denebilecek motosiklet kültürü, Ankara’da çok çok az. Hele araba kullanıcıları bu konuda üzülerek söylüyorum ki çok bilgisiz. Buna maalesef benim çevremdeki insanlar ve arkadaşlarım da dahil.

Rahatsız olduğum konu da bu kültür ile ilgili. İnsanlar pizzacıları, kuryeleri kasksız, korumasız görünce bunu normal karşılıyor. Haliyle eğer altınızda min. 1000 cc bir motosiklet yoksa neden full koruma giyindiğinizi anlamayıp, üzerine bunu komik bulup gülüyorlar.

Öncelikle kasksız motosiklet kullanan birinin koruyacak bir beyni olmadığında hemfikiriz sanıyorum. Bunun dışındaki korumalar için lütfen yukarıdaki fotoğrafa tıklayıp büyük halini bir inceleyiniz.

Benim motosikletim 150 cc bir scooter. Bu aletin üzerinde yukarıdaki gibi giyinmiş birisi bazı insanlara komik gelebilir. İnsanlar motosikletimin bu kadar korunmaya ihtiyaç duyulacak bir alet olmadığını düşünüyorlar ki hatalı oldukları nokta tam olarak bu. Bunu bana söyleyen bir arkadaşıma şunu dedim:

“Altımdakinin bir scooter olduğunu sen biliyorsun, ben de biliyorum. Peki asfalt bunu biliyor mu? Ben düştüğüm zaman ‘Muzo bu aletten düştü, ben biraz yumuşak olayım’ diyecek mi?”

125-150 cc’lik bir motosiklet, 100 km hızı rahatça görür. Çoğu yolda da trafiğin hızına ayak uydurmazsanız hem kendiniz hem de çevreniz için tehlike yaratırsınız. Bunu 16 yıllık trafik tecrübeme dayanarak söylüyorum. Haliyle motosikletiniz ne olursa olsun, trafiğe uygun hızda kullanmak zorundasınız. Yavaş gitseniz de farketmez, istatistikler ölümcül motosiklet kazalarının çoğunluğunun 50 km. hızın altında olduğunu söylüyor.

Sonuç olarak, bu yaz sıcaklarında keyfimden, kan ter içinde kalmak için giymiyorum o kadar kıyafeti. Ayrıca kimseye hava atma gibi bir derdim de yok, zira motosikletim hava atılacak bir motosiklet değil. Motosikletten indiğimde insanların bana uzaydan gelmişim gibi bakmasından ve dikkat çekmekten de hoşlanmıyorum.

Bir kaza yaparsam, kendimdeki hasarı minimuma indirmek için bu kadar giyiniyorum.

21 Temmuz 2008

Karpuz

Bu sene doğru düzgün karpuz yiyen var mı? Benim aldıklarım hep rezil çıktı. Sonradan öğrendim ki uyanık çiftçimiz, daha çabuk ürün elde etmek için bu sene kabaklara karpuz aşılamış. Bu yüzden tadı tuzu yokmuş karpuzun.

Tamam, olabilir, yapmışlar bir dangalaklık. Ama işin komik tarafı sonrasında olanlar. Herkes durumun farkına varıp, karpuzlar tezgahlarda çürümeye başlayınca medya devreye girdi. Birkaç haftadır "Karpuzda Viagra etkisi!" başlıklı haberleri okurken gülsem mi, ağlasam mı bilemedim.

Ama (sözde) etken madde kabuktaymış! Karpuzun kabuğunu da hangi hayvan severdi, onu hatırlamayadım şimdi...

The World's Fastest Indian

Burt Munro'nun hayatını anlatan enfes bir film. Hele ki motosiklet kullanıcısı iseniz kaçırmayın. Motosiklet felsefesi ile ilgili çok şey var filmde.

Filmde en çok hoşuma giden diyalog şu oldu:

Burt: Sana şunu söyleyeyim evlat. Eğer hayallerini takip etmezsen, sebzeden bir farkın kalmaz.
Tommy: Nasıl bir sebze?
Burt: Mesela... Lahana.

Sizin var mı peşinde koştuğunuz hayalleriniz? Eğer yoksa, hangi sebzesiniz?

Herostratus

21 Temmuz M.Ö. 356'da tarihe geçmek için Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis Tapınağı'nı yakan Efes'li genç adam.

Gerizekalı.

17 Temmuz 2008

Bu akşam ne yapsak?

Öncelikle Google'de "Hidden object games" yazılır. n tane oyun bulunur ve indirilir. Sonra arkadaşlarla toplanılır ve laptop tv'ye bağlanır. Televizyonun kocaman bir lcd ya da plazma olması veya daha iyisi bir projeksiyon cihazı oyunun selameti ve kalabalık grubun rahatı açısından önemlidir. Olmadı küçük bir grupla herhangi bir bilgisayarda da oynanabilir.

En yetenekli oyuncu mouse'a geçer. Bu nedense her zaman bir kadındır, erkekler bu konuda o kadar becerikli değildir. Diğerleri tercihen ellerine birer laser pointer alır ya da barnak (parmak da denir) yardımı ile bulduklarını mouse komutasını elinde bulunduran kişiye gösterir. Sonra karma karışık ekranda listedeki alet edevat aranır. "lan makas nerde?", "abi zaman geçiyo yaaa", "wrench ne demekti abi?", "hint alalım hint", "aha da kelebek orda, aha işte işte!", "yuh nasıl gördün!", "yürü be, bitti bu level!" nidaları eşliğinde saatlerce oyun oynanır. Gözler kan çanağına döner, zor cisimleri bulan arkadaşlar diğerlerinin saygısını ve takdirini kazanır. Çok pis yerleştirişmiş cisimlere grupta bayan yoksa aleni, varsa da içinden küfrederek stres atılır. Zamanın nasıl geçtiği anlaşılmaz, bi bakmışsınız gecenin bi vakti olmuş. Herkes beraber eğlenmenin verdiği mutlulukla evlere dağılır.

Eğlencelidir yani, bi deneyin.

07 Temmuz 2008

Kozmik bakış açısı

İnsanlar "ah şu derdim var, aman buna kafam bozuk" falan derler ya sürekli. Ulan galaksiler çarpışıyor be! Neler oluyor orada biliyor musun?! Seninki de dert mi? Sen zannediyor musun senin evrende en ufak bir değerin var! Hiçiz olm biz! Bırak allasen, derdi varmış.

Ne zaman kafan bozulursa, o gece kafanı kaldırıp gökyüzüne bak ve ne kadar değersiz olduğunu farket. O zaman o kafayı taktığın derdin tasanın hiçbir önemi olmadığını göreceksin.

30 Haziran 2008

Tunguska

Bugün Tunguska Olayı'nın 100. yıldönümü.

25 Haziran 2008

Adidas

Fidel'cim,
Nasılsın, iyi misin? Ne zamandır ortada görünmüyorsun diye meraklanıyordu insanlar, ama seni iyi gördük maşallah. Yaşlılık normal, insan yıpranıyor tabi yıllar geçtikçe. Sen bol yoğurt ye, iyi gelir bünyeye.

Yalnız Fidel'im, o Adidas ne üzerindeki? Oldu mu şimdi? Yakıştı mı sana? Hmm?

Olmadı be Fidel'im, olmadı...

Buzzz gibi!

NASA, Phoenix'in Mars'da buz bulduğunu resmen açıkladı. Gerçi orada olduğunu neredeyse biliyorduk ama artık kesinlikle eminiz.

Şimdi buz olduğuna göre, Mars'da biraz peynir ve kavun da bulunursa, rakıları kapıp rahatça gidebiliriz oraya artık.

17 Mart 2008

Ketenpere

Genelde kendimi uyanık bir insan olarak görmeme rağmen hayatımda en çok güldüğüm tufaya bugün, çok sevdiğim iki insan tarafından düşürüldüm.

Hala aklıma geldikçe gülüyorum.

Ben - Ne içerdiniz?
X - Kahve
Y - Su
Z - Kahve
Ben - (içimden) E viski vardı???

16 Mart 2008

Gençliğe Hitabe

Ey Türk gençliği ! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti'ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dahilî ve harici bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklâl ve Cumhuriyet'i müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri, şahsî menfaatlerini, müstevlîlerin siyasi emelleriyle tevhid edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi vazifen, Türk istiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

13 Mart 2008

Kamuran

Kamuran ile tanışın. Evimi paylaştığım yeni arkadaşım. Kendisi bir Brachypelma Smithi olup çoğumuzun bildiği adıyla bir Tarantula. Şu anda yavru henüz ama şimdiden birbirimize pek bi alıştık. Elimde büyüyor kerata.

Büyüdüğü zaman şöyle olacak.

MSc

Mezun oldum! Mezun oldum! Heyoooo!
Canım çıktı ama bitti sonunda...
Oh be!
Ehem, aslinda mezun olalı bir ay kadar oldu.
Blog'u nasıl salladığımın ispatı bu da.
2 aydır birşey yazmamışım, peeeh...

Rhea

Geçtiğimiz günlere kadar Güneş Sistemi'ndeki en favori uydum Titan'dı. Ancak birkac gün önce NASA, Saturn'un uydusu Rhea'da, Saturn'dekilere benzer halkalar bulunduğunu kesin olarak açıkladı.

Bravo Rhea, beni bu kadar şaşırtıp heyecanlandırdığın için artık kalbimde bir numaralı uydusun.

19 Ocak 2008

My name is Bruce

En sevdiğim aktör olan Bruce Campbell'in yeni filmi. Çok uzun zamandır bir film için bu kadar heyecanlanmamıştım. Heyecanla bekliyorum, lütfen gelsin artık, dayanamıyorum! Eğer daha önce Bruce Campbell'ın herhangi bir filmini izlemediyseniz, çok ayıp çok. Hele Evil Dead 2'yi izlemediyseniz, daha ciddi bir ayıp. Bir insan nasıl Evil Dead 2'yi izlemez ya! Yazık valla...

Hava temizleyici

Bu tür aletlerin para tuzağı olduğunu düşünürdüm her zaman. Fakat evdeki sigara dumanı ve kokusu artık rahatsız edici boyutlara ulaştığından (final döneminde biraz abarttım sanırım) bir arkadaşın tavsiyesiyle Tchibo'dan bu aleti aldım. Kendisi şu anda evin en saygı duyulan ve sevilen cihazlarından birisi. Salonda ne duman ne de koku kaldı, hava sürekli mis gibi. Keşke daha önce bulup alsaymışım bu cihazı. Eğer sizin de evinizde benzeri sorunlar varsa iyonize hava temizleyicilere bir şans verin derim.

Murat

Alçak Murat blog yazmaya başlamış. Hem de ne güzel yazıyo, sinir oldum, feci kıskandım. Kaçırmayın, mutlaka okuyun. Umarım çoğu insan gibi bir süre sonra sıkılıp bırakmaz, bizi yazılarından mahrum etmez. Hastasıyız hem kendisinin hem de yazdıklarının.

Hayatımın aşkı

Herhalde insanı en mutlu eden şeylerden birisi, hayallerinin gerçeğe dönüşmesidir :)
Umut, çok sağol abi. Sen olmasan ben bu gitarı rüyamda görmeye devam ederdim herhalde...
 

Sample text

Sample Text

Sample Text

Kendi halinde, sıradan, hayatın koşturmacası içinde yuvarlanıp giden, çocuk ruhlu ve hiç büyümek istemeyen bir adam burada içini döküyor...