Pages

Ads 468x60px

23 Ağustos 2006

simitçi

Her zaman simitçilere özenen bir insan oldum. Fırından bi çıkıyosun, bağıra çağıra istediğin gibi sokaklarda geziyosun. Süper! Sabahtan akşama kadar bağırarak dolaşan bir insanda stres kalır mı hiç? Şahsen kendimde böyle bir hak göremiyorum; ben bağıra bağıra dolaşsam kesin polis çağırırlar.

Mesela şimdi çıkıp "bugünkü blog yazım istediğim gibi olmadııeeeaaaağğğğ!" diye avaz avaz bağırmayı isterdim...

17 Ağustos 2006

şehrimize sahip çıkalım


Ankara'yı bir yap-boz'a çeviren biricik belediye başkanımız, yıllardır içinde kaldığı üzere Kuğulu Park'ı ne yaptıysa bir türlü ortadan kaldıramadı. Şimdi ucundan azıcık kırpmak suretiyle o bölgeye bir alt geçit yapmaya çalışıyor. Ankaralılar olarak buna izin vermemek için elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Dün akşam Kuğulu Park'daydık, bu akşam da gideceğiz. Gerekirse yarın da, öteki gün de. Vatandaşlarla beraber Çankaya Belediyesi'nin iş makinaları ve kamyonları da kesilecek ağaçların olduğu yerde kesimi engellemek için nöbet tutuyor. Herkesi bekleriz. Bu arada konu ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı çıktığını da ekleyeyim.

Eski şehrimi ve logosunu çok özledim. Ankara bir daha kolay kolay eski haline dönmez herhalde artık. Çok yazık oldu bu şehre.

Bu arada altı üstü altı avro yüzünden tatilimin ilk 3 gününü 36 derece sıcak altında sağa sola koşturmakla geçirmemi sağlayan gümrük mevzuatına huzurlarınızda en içten saygılarımı sunmak istiyorum.

11 Ağustos 2006

sıkı tutunun

g force'u herkes biliyordur diye farzederek sözlerime başlarken bir yandan da tatilime saatlar kalmasının mutluluğunu yaşıyorum. Birkaç hafta önce Haliç'deki Red Bull Air Race'de 8-9 g yiyen pilotların ağzının burnunun ne şekle girdiğini izlemiştik. Çok eski bir belgeselde, savaş pilotlarının 9 g'ye dayanacak şekilde eğitildiklerini ve bunun için de su dolu bazı özel kıyafetler kullandıklarını izlemiştim.

Bugün wikipedia'da -ki artık o siteyi bir insanlık hazinesi olarak görüyorum- birşeyler araştırırken yine dolu şey okudum. Bunları yazma sebebim de yine orda okuduğum, şimdiye kadar bir insanın maruz kaldığı ve ölmediği en yüksek g'nin kaç olduğunu öğrenince yaşadığım şaşkınlık.

1977 yılında, David Purley isimli bir F1 pilotu İngiltere GP'sinin hazırlık turlarında gazı sıkışıp tam gaz duvara çarptığında bu rekoru kırmış. Saatte 173 km'den 0'a inmesi 66 cm'lik bir mesafede gerçekleşince tam olarak 179.8 g'ye maruz kalmış ve ölmemiş. (evet, yazım hatası yok. yüz yetmiş dokuz nokta sekiz g)

wikipedia'yı çok seviyorum...

09 Ağustos 2006

süper kahraman

Hep bir süper kahraman olmayı istemiştim. Etrafta radyoaktif örümcekler pek kolay bulunmadığından ve benim tek doğal süper yeteneğim aşırı terlemem olduğundan ki bunun kötülerle mücadelede pek bir işe yaramayacağını anlamam çok uzun sürmedi, hayatıma normal bir insan olarak devam etmem gerekti. Ta ki bugüne kadar! Evet, ümitler bir web sayfası ile tekrar yeşermeye başladı. Kötülerle mücadele için sadece $200.000 bulmam yeterli. Sonrasında elbette bir kostüm tasarlamak ve dikmek falan gerekecek ama olsun, onlar işin zevkli kısmı. Savulun kötüler, banka kredisi ile süper kahraman olup geliyorum!

08 Ağustos 2006

nektarin

Nektarin denen, insanların yere göğe sığdıramadığı şey aslında "şeftali mi olsam yoksa erik mi? aslında kayısı olmak da fena fikir değil" diyen, arada kararsız kalmış, ne idüğü belirsiz, kişiliksiz ve şerefsiz bir meyvedir. Kendisine zerre kadar saygı duymam.

04 Ağustos 2006

yetişin komşular

2006 Fransa Bisiklet Turu'nu kazanan Floyd Landis'in ilk doping testi pozitif çıkmış. B numunesinin sonucu heyecanla bekleniyor. Bu spor camiasında babana bile güvenmeyeceksin arkadaş, ayıp artık yahu...

Allahtan dart oynarken doping sorun olmuyo.

Red Baron

Flyboys gazı ile dün akşam birkaç saat Red Baron oynadım. Aman nasıl özlemişim anlatamam. Bir OpenGL emulatoru bulduğum için eski woodoo2 ekran kartına da ihtiyacım kalmadı, süper oldu. Yalnız biraz hamlamışım, haftasonu dehşet sıcak olacağı için evden çıkmayıp bol bol uçarım artık. Öyle kaptırıyorum ki bazen, pilot G yerken ben de nefesimi tutup kendimi kasıyorum.

Hala şöyle keyfime göre bir template bulamadım burası için. Uğraşmaya çok vaktim de olmadı açıkcası. Önümüzdeki haftadan sonra uzuuun bir tatile çıkmayı planlıyorum, o tatilin çoğu evde yatarak geçeceği için buraya birşeyler yapmak için bolca vaktim olacak. Ayrıca okunacak kitaplar, izlenecek filmler de sıralarını bekliyorlar. Ve elbette bol bol dart antrenmanı. Bu sene lige yine katılıyoruz, ancak takım henüz şekillenmedi. Bakalım neler olacak.

Zaman öyle hızlı değişiyor ki, beraberinde alışkanlıklar, oyunlar ve jargonlar da değişip kendilerini şekillendiriyorlar. Aşağıdaki yazıyı bir forumda okudum, noktasına virgülüne dokunmadan buraya koyuyorum:

"Geçen Abyss Blessing aldım 300m'e. Kullandım. +7 chittin bow'u +8 yaparken yaktım. chittin shell aldım dupe çıktı kayboldu. Sonra roll back oldu. Abyss Blessing'in parası geri geldi experience'lar hala duruyor :) chittin bow geri geldi 25 gold bar'a sattım :) chittin shell malum.. kingle tanışmışlığımız var, söyledim, bana o dupe satan adamın ismini geçti yukardan şimdi ne chittinler ne erenionlar var 10milyona satamıyor :) "

Genel olarak anladığım kadarıyla oyunda birisi bu elemana sahte bir şey satmış. Bu eleman durumu farkedince de adamı afişe etmişler, kimse alışveriş yapmıyormuş. Ancak bu kadarcık şeyi anlayabilmek için yazıyı 5-6 kere okumam gerekti. Yazı İngilizce mi Türkçe mi o da belli değil. Okurken ağzım açık kaldı valla.

Rocky ölmemiş, yılbaşında yeni film geliyor! Bugün kardeşim gönderdi trailer'ını, "allallaaaaa" dedim ama yine de film gelince izlerim herhalde.

Hala bu yazılara resim koyamadım bi türlü. Ben bu kadar beceriksiz bi adam değildim, ne oldu bana???

03 Ağustos 2006

flyboys

Hep 1. Dünya Savaşı'nda hava çatışmalarını konu alan bir film olsun isterdim. Nihayet dualarım kabul oldu, sonbaharda Flyboys geliyormuş. Trailer'ını izledim, benim için gayet tatminkar görünüyor. Film kötü bile olsa yine de dvd'sini alırım, sırf trailer'daki birkaç sahne için bile değer. Dvd diyince, dün alışveriş işini biraz abartmışım, eve 14 tane dvd ile geldim. Ne ara izleyeceksem artık...

Ama birini hemen izledim; Alive. Daha önce de tv'de birkaç kez izlemiştim. Seviyorum bu tür filmleri ya. Konunun gerçek olması da filmi daha ilginç kılıyor.

Haftasonu için 38 derece falan demiştim ya, 40 küsür olacakmış. Bu senenin en sıcak haftasonu geliyor. Arkadaşlarla Kapadokya planımız vardı ama açıkcası o sıcakta gençlere ayak uyduramayabilirim diye gitmemeyi düşünüyorum.

Çok fena Red Barok 3D damarım kabardı, bana acele bir woodoo2 ekran kartı lazım, ufff...

02 Ağustos 2006

sıcak

Bu ay DVD+ dergisi orjinal Evil Dead dvd'si veriyormuş! Gerçi ben Evil Dead II'yi daha çok severim ama olsun. Evde bu serinin 7-8 tane dvd'si varmış, kime ne? Hemen bir DVD+ dergisi alınacak!

Haftasonu Ankara'da sıcaklık 38-39 derece olacakmış. Bunun gölgede ölçülecek sıcaklık olduğunu düşünürsek sadece "oha!" diyebiliyoruz. Daha başka şeyler de denebilir ama adab-ı muaşeret kurallarına ayıkırı olur.

Bu yan taraftaki linkler nerden edit ediliyordu yaw... Of unutmuşum burdaki herşeyi, biraz kurcalayayım hele...


ROB: Yeah, yeah, I know. But say Ihadn't seen it and I said to you,"I haven't seen Evil Dead II yet,"what would you think?
BARRY: I'd think you were a cinematicidiot. And I'd feel sorry for you.
(bunu eski blog'da yazmıştım ama şimdi yeri geldi, tekrar yazıyorum)

tebdili mekanda ferahlık vardır

Eski blog sitemden (http://spaces.msn.com/muzafferb) buraya taşındım. Ordaki yazıları ilerde bir şekilde buraya almaya çalışacağım. Aslında burayı açalı bir seneden fazla olmuş ama hiç kullanmıyordum. Eşşek kafam.

Şu anda burası yeni taşınılan bir ev gibi dağınık ve düzensiz. İlk fırsatta ortalığı toplarım.

Şimdi çok yazasım yok ama aklımdayken şu haberi vereyim; cnbce'de çocukluğumuzun dizisi Battlestar Galactica tekrar başlıyormuş. Çok sevindim bu habere. Ayrıca Family Guy isimli çizgi dizi de bundan sonra aynı kanalda gösterilecekmiş. Yaşasın.
 

Sample text

Sample Text

Sample Text

Kendi halinde, sıradan, hayatın koşturmacası içinde yuvarlanıp giden, çocuk ruhlu ve hiç büyümek istemeyen bir adam burada içini döküyor...