Pages

Ads 468x60px

27 Ekim 2006

seri katiller

Geçen hafta bütün ülkenin nefretini üzerlerine çeken 2 psikopat katilin cinayetleri haber olmaya başlayınca bilgisiz ve özenti medyamız hemen bu insanlara "seri katiller" demeye başladı. Hayır efendim, değiller. Bunlar sadece psikopat katiller. Bu kadar mı Amerika özentisi olunur, medya nerdeyse göbek atacak, "yaşasın, artık bizim de seri katillerimiz var diye. Neyse, "İnsanlık hazinesi" dedigim Wikipedia'da seri katillerin tanımını okuyabilirsiniz. Konu ile ilgilenir de bu kaynak yeterli gelmezse, seri katiller ve psikolojileri ile ilgili dilimizde yayınlanan birkaç kitap mevcut, onlara da danışabilirsiniz. (Ama okurken sinirlerinizin bozulacağı konusunda sizleri önceden uyarmam lazım)

Şu dandik blog'a bile birşeyler yazarken araştırmadan, okumadan yazmaya çekiniyorum. Bu adamlar nasıl milyonların okuduğu gazetelere böyle bilgisizce yazıyorlar anlamak mümkün değil. Bizim katillerin tanımı (bence) tam olarak burda. Ayrıca Wikipedia'da "serial killer", "spree killer" ve "mass murderer" tanımları arasındaki farkları da bulabilirsiniz.

19 Ekim 2006

Nezahat


2 yıl önce Bodrum'daki tatilde bu çiçeği ilk defa görmüş ve çok beğenmiştim, yukardaki fotoğrafı cep telefonumla o yüzden çektim. Bu seneki Kaş tatiline kadar da bir daha başka bir yerde kendisini göremedim. Bu yaz kaldığım otelin bahçesinde tekrar karşılaşınca otel sahibinden rica ettim ve çiçekten bir dal kaptım. Ankara'ya gelince sabah ilk işim hemen bir saksı ve toprak alıp Otel sahibinin tavsiyesi üzerine 4 yaprağı toprağa dikmek oldu. Elimde üzerinde sadece küçük 2-3 yaprak olan sap kaldı ve onu da atmak yerine dikeyim dedim. Aman ne iyi etmişim, aylar geçmesine rağmen o yapraklar ne boy verdi ne de çürüdü, öyle kendi hallerinde duruyorlar. Ancak sap yavaş da olsa gelişiyor, geçenlerde yeni yapraklar çıkmaya başladı (yaşasın!). Yeni dallar ise nerden ve ne şekilde çıkacak diye heyecanla bekliyorum. Adını bir türlü öğrenemediğim bu çiçeğe Nezahat ismini verdim. Hayatımda ilk defa bir çiçeğe böyle gözüm gibi bakıyorum. Başta annem olmak üzere beni tanıyanlar, çiçek bakma konusundaki hevessizliğimi ve beceriksizliğimi çok iyi bilirler. Ama bu çiçek fotoğraftaki gibi olduğu zaman gerçekten mutlu olacağım.

Bu çiçeğin adını bilen varsa lütfen yazsın, çok merak ediyorum. (Otelin sahibine sormadın mı demeyin, "Çöl Lalesi" dedi ama net'te bu isimle ilgili birşey yok. Yerel ismi olsa gerek.)

17 Ekim 2006

nobran ne demek?

nobran (sıfat)
Davranışı kaba, sert ve gönül kırıcı olan, nadan.
"Kadın, seni sevmiş de konuşuyor oğlum, öyle nobran olma." - S. F. Abasıyanık.
kaynak: Türk Dil Kurumu

13 Ekim 2006

Philosophiae Naturalis Principia Mathematica

Efendim uzunca bir aradan sonra tekrar bir blog yazısı ile birlikteyiz, sözlerime başlamadan önce hepinizi saygıyla selamlarken Lost senaryosunu yazanlara ağzıma geleni söylüyorum.

Neden? Eski blog sitemi takip edenler bilir (bakınız sağ tarafta linki de mevcut), Lost'u ilk izlemeye basladığımda çok beğenmiş, heyecanlanmış ve hatta kudurmuş, herkeslere de tavsiye etmiştim. Birçok insana bu mikrobu bulaştırmanın hazzını yaşarken 2. sezon bitmişti. Bütün yaz boyuna 3. sezonun ilk bölümünün yayınlanacağı 4 Ekim'i heyecanla bekledim. 301'i izledikten sonra "allallaaa, nooluyo be!" dedim, 302'yi de dün akşam izledim ve artık kararımı vermiş bulunuyorum: Lost bir saçmalıklar yumağıdır arkadaş! Anlaşılan o ki, senaryoları sadece günü kurtarmak ve insanlara merak yaşatmak için yazıyorlar. Gelecek ile ilgili hiçbir planları yok çünkü geçmişte ortaya attıkları gizemlerin nerdeyse hiçbirini çöz(e)mediler. Bu saatten sonra olan bitenleri akla ve mantığa uygun bir biçimde toparlamaları ise bence nerdeyse imkansız. Yine de izlemeye devam edeceğim ama eskisi kadar heyecanlı değilim Lost konusunda. Hatta kızgınım bile diyebiliriz. Umarım ilerki bölüm ve sezonlarda beni haksız çıkarmayı başarabilirler.

Dün Orhan Pamuk 2006 Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. Bu konuda sadece "Orhan Pamuk'a bırak nobeli, günahımı vermem" diyorum, başka da yorum yapmıyorum. Ayrıca o ödül benim gönlümde her zaman koca çınar Yaşar Kemal'in hakkı olarak kalacaktır.

Dünyayı ele geçirme planımı nasıl başlatacağımı düşünüp bir türlü aklıma bir yol gelmezken komşularım gecen Cuma apartman yöneticiliğini bana kakalayarak imdada yetiştiler. Kendilerine buradan teşekkür etmek istiyorum. Önce Seda Apartmanı, sonra dünya benim olacak!

Google YouTube'u 1.6 milyar dolara satın almış. YouTube'un 2005 Şubat ayında kurulduğunu düşünürsek demek ki hala web 2.0 dahilinde akıl edilip para kazandıracak fikirler var. Yahu biri de benim aklıma gelsin be!



"I like you, do you like me?"
- Borat talks to a man who is demonstrating carpentry techniques from the 19th centuary.

06 Ekim 2006

Takımını kur, eğlenceye katıl


7. Ankara Dart Ligleri Ekim sonunda başlıyor. Takımınızı kurup aylar sürecek bu eğlenceye katılmak için çok az zamanınız kaldı. Legolas++ Sayı Takımı olarak bu sene büyük ihtimalle Golden'dan 1. Lig takımı olarak mücadele edeceğiz. Kriket ligine katılmıyoruz. Kadromuzu milli takımdan bir oyuncu ile güçlendirdik ve lige hazırlık çalışmalarına birkaç hafta önce hem bireysel hem de takım halinde başladık. Keyifli bir sezon bizi bekliyor...

Afişde yukardan 4. fotoğraf bizim takım.
Dart güzel bir spor...


Takımımızın Logosu


Legolas++'ın has elemanları: Eski Kaptan Oktay, bendeniz ve şimdiki Kaptan Doğu.
(aman da gömleklerimiz pek cici)
 

Sample text

Sample Text

Sample Text

Kendi halinde, sıradan, hayatın koşturmacası içinde yuvarlanıp giden, çocuk ruhlu ve hiç büyümek istemeyen bir adam burada içini döküyor...