Pages

Ads 468x60px

26 Eylül 2006

1983

Şu aralar 3 reklamdaki detaya bayılıyorum. Zaten pek zapping (yok mu bunun Türkçe'si?) alışkanlığım yoktur, o yüzden reklamları izlerim. Ama bugünlerde aşağıda yazacağım reklamları özellikle bekliyorum:

3 numara: Harby adındaki çikolata reklamı. Hani öğrenci tahtada sözlü olmaktadır ve hocası "evladım neden çalışmadın?" diye sorar ya. Eski bir reklam gerçi ve şu aralar kısaltılmış halini veriyorlar (uzun hali elbette daha güzel). İşte bu reklamda çocuk soruya konsantre olmuşken hocası seslenince verdiği tepkiye ve o sıradaki bakışlarına bayılıyorum.

2 numara: Kekstra reklamı. Hani Gürbüz denen kabadayı çocuk okul birincisi kızın kekstra'sını almaya kalkar da kız bunu kandırır ya, tam ondan sonra Gürbüz boynu eğik uzaklaşırken diğer öğrenciler çok garip bir şekilde sınıfın içinde elele tutuşup halayımsı garip bir dans yapıyorlar. İnanılmaz, daha önce dikkat etmediyseniz mutlaka izleyin. Her seferinde ağzım açık kalıyor.

1 numara: Evet geldik listemizin 1 numarasına. Genç Turkcell reklamındaki hatun. Hani çocuk "I Love You" diye tshirt giyiyormuş ya sürekli, hah o işte. O reklamda, kızın kapıyı ikinci açışında (üzerinde kırmızı bir elbise varken) çocuğu süzerkenki mimikleri ve bakışları tek kelime ile muhteşem! Her izlediğimde suratıma istemsiz bir sırıtma yayılıyor nedense. Bilemiyorum. Hoşuma geliyor işte. Hastasıyım!

Reklam faslını geçtikten sonra bir filmden bahsetmek istiyorum: 300. Dünya alemin hastası olduğu youtube.com adresinde 300 diye aratıp fragmanını izleyebilirsiniz. Yüzüklerin Efendisi üçlemesi bittiğinden beri bir filmi heyecanla beklemiyordum. Şimdi "gel Mart 2007 geeeel" diyorum. Bu arada filmin müzikleri ayrı bi güzel, film müzikleri albümü daha önce çıkar, hemen edinmek lazım.

Geçen sene Arjantin Cad., Kuveyt Cad. ve ODTÜ'de 3 kere köpek sürülerinin saldırısına uğradığım için bu sene kış gelmeden bir köpek kovucu alayım dedim. Geçen hafta İnternet'ten aldım ve sipariş işlemi bittikten dakikalar sonra msn'de bir arkadaşımın önceki akşam Karyağdı Sok.'da saldırıya uğrayıp kuduz aşısı olmaya başladığını öğrendim. Ben de artık aleti sürekli çantamda taşımaya başladım. Cuma akşam Meneviş'in üst tarafında eve doğru yürürken karşıma bir sürü çıktı. Cihazı çantamdan çıkarıp sakin sakin giderken bir yandan da "umarım işe yarıyordur" diye düşünüyordum. İyice yaklaşıp bunları etrafımda bana pis pis bakarken görünce üzerlerine doğrultup yarım saniye kadar düğmesine bastım. Krynn'de bir tarlada çalışan köylüler karşılarında bir kırmızı ejderha gördüklerinde nasıl birbirlerini ezerek kaçışırlarsa aynı o şekilde kaçtılar. Ben de zafer kazanan bir şövalye edasıyla atımın üzerinde göğsümü gererek ve halkımı selamlayarak şatoma doğru yoluma devam ettim...

Son olarak bir haber, daha ikinci günün gecesi Konur Sok.'da bira içen bir çift ramazanın ilk dayağını yemiş. "Hoşgeldin Mübarek Ramazan!" diyoruz.


Bundan 23 yıl önce bugün, 26 Eylül 1983 tarihinde bir SSCB generali sayesinde küresel bir nükleer savaşın eşiğinden döndüğümüzü biliyor muydunuz?

19 Eylül 2006

güzel bir musiki haberi



Sevdiğimiz, takdir ettiğimiz, özellikle hemen hemen her FRP severin hayran olduğu Alman grubu Blind Guardian, yıllar süren suskunluğun ardından yeni bir albüm ile nihayet karşımızda. Hobaaaaa! Sabah sabah bu güzel haberi bana vererek günümü şenlendiren canım kardeşime, Blind Guardian'a, kapağı çizen müthiş şahsiyete, kapıcımız Aziz Abi'ye, Gençlerbirliği Yönetim Kurulu'na ve Arnavut Ciğercisi Naci'ye huzurlarınızda teşekkürü bir borç bilirim.

18 Eylül 2006

Şerefsiz Saylonlar!

Bu sezon cnbce'de yeni başlayan dizilere şöyle bir bakayım dedim. Ghost Whisperer vasat geldi, vakit kaybı, izlemeye değmez. Family Guy, eh işte. Ardı ardına bir dolu absürd espri, bir yerden sonra bayabilir. Yine de boş vakit varsa izlenebilir.

Ancaaaak, bu sezon bir dizi başladı ki, yorum olarak sadece "vay ki vay, hey ki heeey" diyebiliyoruz: Battlestar Galactica. Dün ilk bölümü vardı ve 2 saat sürdü, televizyonun başına çakıldım kaldım resmen. İlk iki bölüm böyle uzun ve kaliteli olacak, umarım normal dizi halinde de aynı kalitede devam eder. Düzgün bilimkurgu dizisine hasret kaldığımızdan mıdır, yoksa hakikaten süper mi yapmışlar bilmiyorum ama çok keyif aldım. şiddetle tavsiye ediyorum. Yalnız o Starbuck denen hatun karaktere sinir oldum, allah kocasına sabır versin. Gerçi kim evlenir onunla, evde kalmış zaten. Kızını dövmeyen dizini döver diye boşuna dememişler...

Demek ki neymiş, bu sezon Lost ile beraber Battlestar Galactica da izliyormuşuz. Arada da vakit olursa X-Files ama o yeni karaktere alışamadığımdan diziden soğudum sanki bir miktar.

Benim evin oraların trafiği artık hepten arap saçına döndü. Şili Meydanı, Amerikan Büyükelçiliği'nin orası, Kuğulunun yan tarafı, Cinnah falan bi dolu yer kapalı. Güvenlik'in tamamı tek yön ve Yeşilyurt'un bir kısmı ters tarafa tek yön oldu. Artık ben bile nerden girip nerden çıkılır şaşırıyorum, o tarafa ilk kez yolu düşen olursa allah sabır versin. Bi girdi mi çıkamaz valla. Taksiye binmek de çözüm değil, dağları taşları dolanıyor iki adımlık yere gidebilmek için. O yüzden artık bol bol yürüyorum heryere. Emin Çölaşan bu Pazar çok güzel yazmış Ankara'da olan biteni, okuyun derim.

Son zamanlarda birkaç PSP oyununu deneme fırsatım oldu. LocoRoco gerçekten çok ilginç ve eğlenceli bir oyunmuş. Tek kötü tarafı fazla basit olması, kolayca bitirilebiliyor. Everybody's Golf de güzel bir oyun, nicedir ilk defa aletin şarjını bitirecek kadar oynadım bir oyunu. Nascar 07 hayal kırıklığı oldu maalesef. Sonbaharda bir dolu oyun çıkacak, derslerden vakit kaldıkça oynarım artık.

Ama bu Saylonlar cidden şerefsiz ya. Alıcan çekici, girişicen alayına. Bak yine sinirlendim şimdi...

13 Eylül 2006

Bugün Muzo için ne yaptın?

Pek yazamıyorum şu aralar. Bunun sebebi eski bir sevgiliye tekrar ama bu sefer sırılsıklam aşık olmam. Evet, PSP (firmware 1.50) ile tekrar beraberiz ve bundan sonra da ayrılmaya niyetimiz yok. Muhteşem bir birliktelik yaşıyoruz, günün her saati sarmaş dolaş geziyoruz. O yüzden başka şeylere pek vakit ayırmak istemiyorum, en azından şu aralar. Aşkımız ile ilgili gelişmeler için bu web sitesini takip edebilirsiniz.

Geçen hafta pek eğlenceli ve şaşırtıcı geçti. Özellikle haftanın 3 dumurunu kayıt altına almak istiyorum:
3 numara: Ben apartmandan çıkarken "Bir arkadaşıma çok benziyorsunuz" diye gelen adam.
2 numara: Güzel bir arabanın içindeki güzel bir hatunun bangır bangır elektro sazlı Ankara havaları dinlemesi. (Polatlı diyarları)
1 numara: Otobüsteki palyaço. (Bu hakikaten süperdi işte)

Ayrıca geçen haftanın şarkısını da yazalım:
Turkcell-im geldi, sıkıntı bitti (anonim)

Haftanın Sorusu:
PSP aşağıdaki emulasyonlardan hangilerini çalıştırabilmektedir?
Amiga 500, Amstrad CPC, Apple II, Atari, BBC Micro computer, Capcom Play System 1, Capcom Play System 2, Chip 8, ColecoVision, Commodore 64, Gameboy & Gameboy Color, Gameboy Advance, HitBit, HP48, Intellivision, Macintosh, MAME, MGT Sam Coupé, MSX, Neo Geo, Nintendo 64, Nintendo NES, Odyssey, PC-9801, PlayStation, ScummVM, Sega Gamegear & Master System, Sega Genesis Megadrive, Super Nintendo SNES, TI-92, Turbo Grafx 16 & PC Engine, Vectrex, Wonderswan, X86, ZX Spectrum

Cevap: Hepsi.

Haftanın oyunu: LocoRoco
Haftanın dizisi: Family Guy
Haftanın Muzosu: Ben

05 Eylül 2006

ordaydık ve şimdi burdayız

3 haftalık tatil bitti ve geri geldim. Tatillerin her zaman bir iyi bir kötü ortak noktası olur. İyi taraf, tatiller her zaman güzel geçer. Kötü taraf, tatiller eninde sonunda biter.

Şimdi bir başka güzel haberle devam edelim. Hani eski blog sitemde çocukluğumuzun çizgi filmlerinin anlatıldığı bir web sitesinden bahsetmiştim de hepimiz hastası olmuştuk ya. Hah, evet. Şimdi de yaşıtlarımızla sohbetlerde "olm hani bi dizi vardı..." diye başlayıp uzadıkça uzayan eski tv dizileri konusu ile ilgili bir sayfa yapmışlar. Mutlaka görmeniz lazım, şahsen gayet başarılı buldum.

PSP için 2.71->1.50 downgrader nihayet çıktı. Hadi gözümüz aydın. Cumartesi günü bir miktar stresli de olsa işlemi başarı ile gerçekleştirip homebrew ortamlarına geri döndüm. PSP ile ilgili birkaç güzel haber daha var; gps ve kamera yakında çıkıyor, bu kesinleşti. Ağustos ile yılbaşı arasında yaklaşık 200 yeni oyun çıkıyor. Ayrıca Ekim ayında çıkması beklenen yeni firmware ile PS1 emulatörü de geliyor. Artık bütün PS1 oyunlarını PSP'de oynayabileceğiz. Yılbaşından önce de aletin US satış fiyatının $150 civarına inmesi bekleniyormuş. Seviyorum ben bu aleti yaaa...
 

Sample text

Sample Text

Sample Text

Kendi halinde, sıradan, hayatın koşturmacası içinde yuvarlanıp giden, çocuk ruhlu ve hiç büyümek istemeyen bir adam burada içini döküyor...